Günümüz Tıbbına Işık Tutan Mükemmel Canlılar: Süngerler
1 sayfadaki 1 sayfası
Günümüz Tıbbına Işık Tutan Mükemmel Canlılar: Süngerler
Süngerlerde
kalp, beyin, ciğer gibi organlar bulunmaz. Bunun yanısıra bu canlılar
bir sinir sistemine de sahip değillerdir. Ancak bu canlıların savunma
mekanizması olarak kullandıkları kimyasal silahlar, günümüzde tıp
alanında birçok buluşa ışık tutmaktadır. Hiçbir akla sahip olmayan bu
canlıların, bilim adamlarının laboratuvarlarda uzun çalışmalarla
geliştirmeye çalıştıkları ilaçları kendi vücutlarında üretebilmeleri,
hiç şüphesiz onları, sahip oldukları mükemmel özelliklerle yaratan Yüce
Rabbimiz’in üstün yaratma sanatını gözler önüne sermektedir.
Sünger
bir hayvan türüdür. Kimi yalnızca birkaç santimetre büyüklükte olan
süngerlerin, 2 metre olanları da vardır. 5000'den çok türü olan bu
hayvanların çok büyük bir bölümü denizlerde, geri kalanları da tatlı
sularda yaşarlar. Hemen hemen her derinlikte süngerlere rastlamak
mümkündür.
Süzme Makineleri Süngerler
Süngerler,
vücutlarının iç ve dış bölümlerine düzensiz bir şekilde dağılmış birkaç
değişik yapıdaki hücrelerden oluşur. Süngeri diğer hayvanlardan ayıran,
vücutlarındaki yaka hücreleri tarafından oluşturulan odacıklardır. Bu
hücrelerin merkezlerinde kamçıya benzeyen küçük çıkıntılar vardır. Bu
kamçılar küçük vuruş darbeleriyle su, oksijen ve besin maddelerini
taşırlar. Yaka hücreleri sudaki bakteri, küçük yosun ve organik
atıkları yuttuktan sonra bunları besin torbacığı denilen hücrelere
geçirirler. Bunlar sindirdikleri besinleri diğer hücrelere iletirler.
Tüm hücreler birbiriyle oksijen ve karbondioksit değişimi yaparlar.
On
santim boyunda ve iki santim kalınlığında bir süngerin iki milyonu
aşkın yaka hücresi vardır. Bu sünger kanallarından günde 110 litre su
pompalanabilir. Bu özellikleriyle canlı bir süngeri, etkin bir filtre
olarak da nitelendirebiliriz.
Görüldüğü
gibi hiçbir akla hatta bir beyne bile sahip olmayan bir canlı olan
sünger, fabrikada üstün teknoloji ve bilgi ile üretilen bir filtreden
çok daha üstün bir teknoloji sergilemektedir. Tesadüfen oluşması
imkansız olan süngerin bu muhteşem ve son derece kompleks yapısı,
kuşkusuz Yüce Rabbimiz’in yaratma sanatının sonsuz sayıdaki
örneklerinden biridir. Bu örnekler, Allah’ın canlılardaki kusursuz
sanatını keşfetmek için birer yoldur. Bu gerçek Kuran’da şöyle ifade
edilir:
Tıp, Süngerlerin Kimyasal Etkilerinin İzinde
Süngerlerin
bir bölümü zehirli kimyasal bileşikler üretebilirler. Zehir,
süngerlerin avcılardan korunmalarını sağlayan bir savunma aracıdır.
Süngerlerin bu zehirli kimyasal salgıları onları yalnızca avcılardan
korumakla kalmaz; saldırgan kabuklu hayvanlara karşı da bir savunma
oluşturmalarını sağlar.
Süngerlerden
binlerce yıldır yararlanılmaktadır. Günümüzde en önemli kullanım alanı
ilaç endüstrisidir. Süngerlerin ürettiği zehirler, insan vücudundaki
değişik sistemleri değişik yollardan etkilerler ve doğru miktarda
kullanıldığında bu zehirler ilaç etkisi göstererek tedavi edici olarak
kullanılırlar.
Süngerlerin
zehirli kimyasal bileşikler bakımından zengin olduğunu keşfeden bilim
adamlarından birine, bunu nasıl fark ettikleri sorulduğunda verdiği
yanıt oldukça ilginçtir: “Su altındaki kayalıklara indiğimizde, iyi
korunmayan canlıların, kendi kimyasal korunma mekanizmalarıyla
yaşamlarını sürdürebileceklerini fark ettik. Bu organizmalar, bir kabuk
ya da iğne yardımıyla ya da kaçarak korunmaya çalışmaktan çok,
kendilerini kimyasal yollarla savunuyorlardı”. Burada kimyasal yolları
üreten, laboratuvarda çalışan bir bilim adamı değil, bir deniz
süngeridir. Elbette hiçbir akla sahip olmayan bu canlının kendini
kimyasal yolla savunmayı düşünebilmesi ve bu hedefe yönelik
kimyasalları üretebilmesi mümkün değildir. Onun da diğer tüm canlılar
gibi Yüce Rabbimiz’in ilhamıyla hareket ettiği son derece açıktır.
Süngerlerin Kimyasal Etkilerinden Tıp Nasıl Faydalanıyor?
Yapılan
araştırmalarda bir sünger türünde bulunan ve AS-2 adı verilen
molekülün, kanserin ilerlemesine yol açan hücre bölünmesini
engellediğine ilişkin sonuçlar elde edildi. Daha sonra yapılan
araştırmalardan da benzer sonuçlar alındı ve;
* Dysidea frondosa adlı pasifik süngerinden elde edilen bir bileşiğin ateş düşürücü,
* Phahertis simplex adlı türün ürettiği kimyasal bileşiklerinse organ
naklinden sonra vücutta ortaya çıkabilecek olumsuz tepkileri azaltıcı
etkilerinin olduğu saptandı.
* Süngerlerin, kalp-damar, mide-bağırsak hastalıkları ve tümör
oluşumunu engelleyen kimyasal bileşikleri ilaç yapımında
kullanılmaktadır. Bakterilerle beslenen süngerlerin, süzdükleri suda
bulunan bakterilere karşı çok güçlü bir bağışıklık sistemleri olduğunu
fark eden bilim adamları, bu antibiyotik etkiyi insan sağlığı yararına
kullanmanın yollarını da bulmuşlardır.
* Süngerlerle ilgili yapılan çalışmalarda, immüno süpresif (savunma
sistemini baskılayan), anti enflamatuar (iltihap önleyici), antikanser,
antibiyotik ve analjezik (ağrı kesici) etkili maddelerin muhafaza
edildiğini ifade eden bilim adamları; klinik çalışmaları tamamlanmak
üzere olan ve kanser tedavisinde kullanılacak olan yeni bir ilacın bu
yıl içinde yani 2006 yılında piyasaya çıkacağını da belirtmişlerdir.
Süngerlerden Kansere Karşı İlaç Üretilecek
Deniz
süngerlerinde kanseri tedavi edici kimyasal maddeler tespit edilmesi,
ilaç firmalarını da harekete geçirdi. Avustralya Deniz Araştırmaları
Kuruluşu (AIMS) yetkilileri ve bir ilaç firmasının, süngerlerden elde
edilecek maddelerden kansere karşı ilaç üretmek için anlaşmaya
vardıkları belirtildi.
Avustralya
Deniz Araştırmaları Kuruluşu (AIMS) yetkilileri, süngerlerden elde
edilen maddelerin sağlam hücrelere zarar vermeden bir veya iki tip
kanser hücresini yok ettiğini belirttiler. Bu kuruluşta görevli Lyndon
Llewellyn, göğüs kanseri veya kan kanserine karşı potansiyel etki
gösteren organizmalar belirlediklerini kaydederek, “Bu organizmaların
içindeki kimyasal maddeler hücreleri öldürüyor. Bunlardan bazıları
şimdiden tanımlandı ve klinik öncesi aşamadalar” diye konuştu. Aims News
Süngerden Kansere Çözüm Arayışları
Denizlerde
üreyen sünger ve bakterilerin, eklem iltihabı ve kansere karşı etkili
bir ilacın yapımında kullanılabileceği yolunda umut verici bulgular
elde edildi. ‘Denizlerdeki mikropların yararlarının henüz
keşfedilmediğine’ işaret eden ‘National Sea Grant’ adlı kuruluşun
sözcüsü Linda Kupfer, bu tür ilaçların yakında piyasaya çıkabileceğini
söyledi. ‘Okyanuslardaki canlı organizmaların, milyonlarca yıldır
kendilerini hastalıklardan korumak amacıyla kimyasal savunma yöntemleri
kullandıklarını’ belirten California Scripps Enstitüsü yetkilisi
W.Fenical ise, ilaç firmalarının, şimdiye kadar karada yetişen
bitkilerden yararlanarak antibiyotik, ağrı kesici ve kanser ilacı
ürettiklerini, ancak bu kaynakların artık tükendiğini kaydetti. Florida
Okyanus Araştırmaları Enstitüsü'nden S.Pompani'ye göre ise, bir
süngerin, içine giren bir parazitin hızla üreyen hücrelerini öldürmek
için başvurduğu kimyasal savunma yöntemi, insan vücudundaki kanserli
hücrelerin yok edilmesinde kullanılabilecek. (Associated Press June 21,
1998)
Süngerlerin İlginç Özellikleri
* Süngerlerin iskeletleri, kristal iğneciklerden (spikül), sponjin
denen bir proteinden ya da bunların karışımından oluşur. Por adı
verilen gözenekler sayesinde suyu süzerek çekerler ve sonra minik
boşaltım deliklerinden geri püskürtürler.
* Serin ve tuzlu sularda yaşayan süngerler hareketsiz olduklarından,
kendi yakınlarına gelen yiyecekleri hidrolik sistemlerinin yardımıyla
sudan süzerler.
*
Süngerler genellikle gözle görülemeyecek kadar küçük organik maddeler,
diatomlar ve bazı tek hücreli mikroskobik bitkiler, ölü ya da canlı
planktonlar ve bakterilerle beslenirler.
* Süngerlerin bir başka özelliği de, çok küçük bir bölümden, yeniden
bütün bir sünger haline gelebilmeleridir. Dalgaların etkisiyle yerinden
kopan bir süngerin kalan parçasından, zamanla yeni bir sünger
oluşabilir. Aynı şekilde kopup ayrılmış olan parça da başka bir yere
yapışıp kendini toplayabilir.
Sonuç
Hiç
şüphesiz birçok organa ve hatta bir beyne bile sahip olmayan bir
canlının tıbba yol gösterecek kimyasal bilgiye kendiliğinden sahip
olması düşünülemez. Çok açıktır ki bu canlı insanların hizmetine özel
olarak sunulmuş ve hem kendi türünü devam ettirmesini hem de insanlığa
hizmet etmesini sağlayacak özelliklerle donatılmıştır. İşte süngerleri
de diğer tüm canlılar gibi sahip oldukları mükemmel özelliklerle
yaratan Yüce Allah’tır. Bu gerçek bir Kuran ayetinde şöyle bildirilir:
Hiçbir
akla hatta bir beyne bile sahip olmayan bir canlı olan sünger,
fabrikada ileri teknoloji ve bilgi ile üretilen bir filtreden çok daha
üstün bir teknoloji sergilemektedir.
kalp, beyin, ciğer gibi organlar bulunmaz. Bunun yanısıra bu canlılar
bir sinir sistemine de sahip değillerdir. Ancak bu canlıların savunma
mekanizması olarak kullandıkları kimyasal silahlar, günümüzde tıp
alanında birçok buluşa ışık tutmaktadır. Hiçbir akla sahip olmayan bu
canlıların, bilim adamlarının laboratuvarlarda uzun çalışmalarla
geliştirmeye çalıştıkları ilaçları kendi vücutlarında üretebilmeleri,
hiç şüphesiz onları, sahip oldukları mükemmel özelliklerle yaratan Yüce
Rabbimiz’in üstün yaratma sanatını gözler önüne sermektedir.
Sünger
bir hayvan türüdür. Kimi yalnızca birkaç santimetre büyüklükte olan
süngerlerin, 2 metre olanları da vardır. 5000'den çok türü olan bu
hayvanların çok büyük bir bölümü denizlerde, geri kalanları da tatlı
sularda yaşarlar. Hemen hemen her derinlikte süngerlere rastlamak
mümkündür.
Süzme Makineleri Süngerler
Süngerler,
vücutlarının iç ve dış bölümlerine düzensiz bir şekilde dağılmış birkaç
değişik yapıdaki hücrelerden oluşur. Süngeri diğer hayvanlardan ayıran,
vücutlarındaki yaka hücreleri tarafından oluşturulan odacıklardır. Bu
hücrelerin merkezlerinde kamçıya benzeyen küçük çıkıntılar vardır. Bu
kamçılar küçük vuruş darbeleriyle su, oksijen ve besin maddelerini
taşırlar. Yaka hücreleri sudaki bakteri, küçük yosun ve organik
atıkları yuttuktan sonra bunları besin torbacığı denilen hücrelere
geçirirler. Bunlar sindirdikleri besinleri diğer hücrelere iletirler.
Tüm hücreler birbiriyle oksijen ve karbondioksit değişimi yaparlar.
On
santim boyunda ve iki santim kalınlığında bir süngerin iki milyonu
aşkın yaka hücresi vardır. Bu sünger kanallarından günde 110 litre su
pompalanabilir. Bu özellikleriyle canlı bir süngeri, etkin bir filtre
olarak da nitelendirebiliriz.
Görüldüğü
gibi hiçbir akla hatta bir beyne bile sahip olmayan bir canlı olan
sünger, fabrikada üstün teknoloji ve bilgi ile üretilen bir filtreden
çok daha üstün bir teknoloji sergilemektedir. Tesadüfen oluşması
imkansız olan süngerin bu muhteşem ve son derece kompleks yapısı,
kuşkusuz Yüce Rabbimiz’in yaratma sanatının sonsuz sayıdaki
örneklerinden biridir. Bu örnekler, Allah’ın canlılardaki kusursuz
sanatını keşfetmek için birer yoldur. Bu gerçek Kuran’da şöyle ifade
edilir:
“Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır.” (Casiye Suresi, 4)
Tıp, Süngerlerin Kimyasal Etkilerinin İzinde
Süngerlerin
bir bölümü zehirli kimyasal bileşikler üretebilirler. Zehir,
süngerlerin avcılardan korunmalarını sağlayan bir savunma aracıdır.
Süngerlerin bu zehirli kimyasal salgıları onları yalnızca avcılardan
korumakla kalmaz; saldırgan kabuklu hayvanlara karşı da bir savunma
oluşturmalarını sağlar.
Süngerlerden
binlerce yıldır yararlanılmaktadır. Günümüzde en önemli kullanım alanı
ilaç endüstrisidir. Süngerlerin ürettiği zehirler, insan vücudundaki
değişik sistemleri değişik yollardan etkilerler ve doğru miktarda
kullanıldığında bu zehirler ilaç etkisi göstererek tedavi edici olarak
kullanılırlar.
Süngerlerin
zehirli kimyasal bileşikler bakımından zengin olduğunu keşfeden bilim
adamlarından birine, bunu nasıl fark ettikleri sorulduğunda verdiği
yanıt oldukça ilginçtir: “Su altındaki kayalıklara indiğimizde, iyi
korunmayan canlıların, kendi kimyasal korunma mekanizmalarıyla
yaşamlarını sürdürebileceklerini fark ettik. Bu organizmalar, bir kabuk
ya da iğne yardımıyla ya da kaçarak korunmaya çalışmaktan çok,
kendilerini kimyasal yollarla savunuyorlardı”. Burada kimyasal yolları
üreten, laboratuvarda çalışan bir bilim adamı değil, bir deniz
süngeridir. Elbette hiçbir akla sahip olmayan bu canlının kendini
kimyasal yolla savunmayı düşünebilmesi ve bu hedefe yönelik
kimyasalları üretebilmesi mümkün değildir. Onun da diğer tüm canlılar
gibi Yüce Rabbimiz’in ilhamıyla hareket ettiği son derece açıktır.
Süngerlerin Kimyasal Etkilerinden Tıp Nasıl Faydalanıyor?
Yapılan
araştırmalarda bir sünger türünde bulunan ve AS-2 adı verilen
molekülün, kanserin ilerlemesine yol açan hücre bölünmesini
engellediğine ilişkin sonuçlar elde edildi. Daha sonra yapılan
araştırmalardan da benzer sonuçlar alındı ve;
* Dysidea frondosa adlı pasifik süngerinden elde edilen bir bileşiğin ateş düşürücü,
* Phahertis simplex adlı türün ürettiği kimyasal bileşiklerinse organ
naklinden sonra vücutta ortaya çıkabilecek olumsuz tepkileri azaltıcı
etkilerinin olduğu saptandı.
* Süngerlerin, kalp-damar, mide-bağırsak hastalıkları ve tümör
oluşumunu engelleyen kimyasal bileşikleri ilaç yapımında
kullanılmaktadır. Bakterilerle beslenen süngerlerin, süzdükleri suda
bulunan bakterilere karşı çok güçlü bir bağışıklık sistemleri olduğunu
fark eden bilim adamları, bu antibiyotik etkiyi insan sağlığı yararına
kullanmanın yollarını da bulmuşlardır.
* Süngerlerle ilgili yapılan çalışmalarda, immüno süpresif (savunma
sistemini baskılayan), anti enflamatuar (iltihap önleyici), antikanser,
antibiyotik ve analjezik (ağrı kesici) etkili maddelerin muhafaza
edildiğini ifade eden bilim adamları; klinik çalışmaları tamamlanmak
üzere olan ve kanser tedavisinde kullanılacak olan yeni bir ilacın bu
yıl içinde yani 2006 yılında piyasaya çıkacağını da belirtmişlerdir.
Süngerlerden Kansere Karşı İlaç Üretilecek
Deniz
süngerlerinde kanseri tedavi edici kimyasal maddeler tespit edilmesi,
ilaç firmalarını da harekete geçirdi. Avustralya Deniz Araştırmaları
Kuruluşu (AIMS) yetkilileri ve bir ilaç firmasının, süngerlerden elde
edilecek maddelerden kansere karşı ilaç üretmek için anlaşmaya
vardıkları belirtildi.
Avustralya
Deniz Araştırmaları Kuruluşu (AIMS) yetkilileri, süngerlerden elde
edilen maddelerin sağlam hücrelere zarar vermeden bir veya iki tip
kanser hücresini yok ettiğini belirttiler. Bu kuruluşta görevli Lyndon
Llewellyn, göğüs kanseri veya kan kanserine karşı potansiyel etki
gösteren organizmalar belirlediklerini kaydederek, “Bu organizmaların
içindeki kimyasal maddeler hücreleri öldürüyor. Bunlardan bazıları
şimdiden tanımlandı ve klinik öncesi aşamadalar” diye konuştu. Aims News
Süngerden Kansere Çözüm Arayışları
Denizlerde
üreyen sünger ve bakterilerin, eklem iltihabı ve kansere karşı etkili
bir ilacın yapımında kullanılabileceği yolunda umut verici bulgular
elde edildi. ‘Denizlerdeki mikropların yararlarının henüz
keşfedilmediğine’ işaret eden ‘National Sea Grant’ adlı kuruluşun
sözcüsü Linda Kupfer, bu tür ilaçların yakında piyasaya çıkabileceğini
söyledi. ‘Okyanuslardaki canlı organizmaların, milyonlarca yıldır
kendilerini hastalıklardan korumak amacıyla kimyasal savunma yöntemleri
kullandıklarını’ belirten California Scripps Enstitüsü yetkilisi
W.Fenical ise, ilaç firmalarının, şimdiye kadar karada yetişen
bitkilerden yararlanarak antibiyotik, ağrı kesici ve kanser ilacı
ürettiklerini, ancak bu kaynakların artık tükendiğini kaydetti. Florida
Okyanus Araştırmaları Enstitüsü'nden S.Pompani'ye göre ise, bir
süngerin, içine giren bir parazitin hızla üreyen hücrelerini öldürmek
için başvurduğu kimyasal savunma yöntemi, insan vücudundaki kanserli
hücrelerin yok edilmesinde kullanılabilecek. (Associated Press June 21,
1998)
Süngerlerin İlginç Özellikleri
* Süngerlerin iskeletleri, kristal iğneciklerden (spikül), sponjin
denen bir proteinden ya da bunların karışımından oluşur. Por adı
verilen gözenekler sayesinde suyu süzerek çekerler ve sonra minik
boşaltım deliklerinden geri püskürtürler.
* Serin ve tuzlu sularda yaşayan süngerler hareketsiz olduklarından,
kendi yakınlarına gelen yiyecekleri hidrolik sistemlerinin yardımıyla
sudan süzerler.
*
Süngerler genellikle gözle görülemeyecek kadar küçük organik maddeler,
diatomlar ve bazı tek hücreli mikroskobik bitkiler, ölü ya da canlı
planktonlar ve bakterilerle beslenirler.
* Süngerlerin bir başka özelliği de, çok küçük bir bölümden, yeniden
bütün bir sünger haline gelebilmeleridir. Dalgaların etkisiyle yerinden
kopan bir süngerin kalan parçasından, zamanla yeni bir sünger
oluşabilir. Aynı şekilde kopup ayrılmış olan parça da başka bir yere
yapışıp kendini toplayabilir.
Sonuç
Hiç
şüphesiz birçok organa ve hatta bir beyne bile sahip olmayan bir
canlının tıbba yol gösterecek kimyasal bilgiye kendiliğinden sahip
olması düşünülemez. Çok açıktır ki bu canlı insanların hizmetine özel
olarak sunulmuş ve hem kendi türünü devam ettirmesini hem de insanlığa
hizmet etmesini sağlayacak özelliklerle donatılmıştır. İşte süngerleri
de diğer tüm canlılar gibi sahip oldukları mükemmel özelliklerle
yaratan Yüce Allah’tır. Bu gerçek bir Kuran ayetinde şöyle bildirilir:
“Kendinden
(bir nimet olarak) göklerde ve yerde olanların tümüne sizin için boyun
eğdirdi. Şüphesiz bunda düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler
vardır.” (Casiye Suresi, 13)
Hiçbir
akla hatta bir beyne bile sahip olmayan bir canlı olan sünger,
fabrikada ileri teknoloji ve bilgi ile üretilen bir filtreden çok daha
üstün bir teknoloji sergilemektedir.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz