İŞDE DEĞİŞİM BUDUR

[kesmac]

DEĞİŞİM

Kırsal kesimden biri, babasının mezarını ziyaret eder ve onunla sohbete dalar: “Baba, nasılsın iyi misin? Sana dua ettim, keyfin yerindedir biliyorum. Oraları bilmem ama buraları bura olmaktan çıktı artık. Bir görsen aklın durur, öldüğüne sevinirsin. Sıra geceleri bitti. Dağlarda ceylanların gezdiği türküler yok. Herkes şak şuka şaka da şuka söylüyor. Kahvenin tadı kalmadı. Çünkü nes’li kahve çıktı, sütü de içinde. Demli çay da tarihe karıştı, sallama içiyorlar. Ah şu televizyon yok mu? Eve tam üç tane aldım yine de haberleri dinleyemiyorum. Büyük kız bilmem kimin penceresinden bakmazsa göremiyormuş. Oğlum tutturur başka bir şey. Hele o küçük oğlan yok mu? Sen onu görmedin. Saçını hep Amerikan kestiren. Adını söyleyemediğim bir programı diyor da başka bir şey demiyor. Turizm dersine iyi geliyormuş ama inanma. Torunun Şehmuz’la iftihar etmelisin, elektrik mühendisi oldu. Gel gör ki iş beğenip çalışmıyor. Baba bir de telefon çıkmış minnacık. Şalvarın cebine on tane sığar. Telefon ama teli meli yok. İyi bir şey, gel gör ki çok yalan söylüyor. Ben Süleyman’ı karşı tarlada görüyorum, o “Aradığın kişiye ulaşılmıyor.” diyor. Ancak fotoğraf bile çekiyor. Bu cuma senin için mevlüt okutacaktık. Mevlüt Hoca nazlandı, yok boğazı ağrıyormuş, yok kendisini üç aylara hazırlıyormuş. Eve iki tane CD göndermiş, “Bunları dinlesinler.” demiş. Eh sen de bununla idare edeceksin artık. Dünya işleri bitmiyor. Şimdi bana müsaade. Aşağı tarlaya gidip golf oynayacağım.